duvara,
çuvala,
dubara,
Selâhattin Alpay'dan Nazike dinliyorum, gözlerim kapalı.
Önce hafiften bir fıssık kokusu esiyor;
Yavaş yavaş salınıyor servisin içinde,
Yapraklar, ağaçlarda, Hürrempaşapalangasında,
Uzaklarda, çok uzaklarda, Zeynal eniştenin halasını
aldığımız yerde,
Zurnacının hiç durmayan cıngılları; davulcunun dımbıl dımbılları,
Selâhattin Alpay'dan Nazike dinliyorum, gözlerim kapalı.
Selâhattin Alpay'dan Nazike dinliyorum, gözlerim kapalı.
Kuşlar geçiyor, derken; ekşi suyun üstünden,
Yükseklerden, Kiştim’den sürü sürü, çığlık çığlık,
Halaylar çekiliyor Fırat kenarında;
Bir kadının kanala giriyor ayakları;
Selâhattin Alpay'dan Nazike dinliyorum, gözlerim kapalı.
Selâhattin Alpay'dan Nazike dinliyorum, gözlerim kapalı.
Serin serin bakırcılar çarşısı,
Cıvıl cıvıl buğday meydanı;
Güvercin dolu dörtyol, Erzincan tabelası
Çaydanlık sesleri geliyor Tercandan,
Güzelim bahar rüzgârında cerenin halasının kocasının ter
kokuları;
Selâhattin Alpay'dan Nazike dinliyorum, gözlerim kapalı.
Yoklukun zor dört duvar,
Önüm arkam hep davar,
Kaçıp gidek Bora kafeye,
Mişkek içek hoşe keyfe..
Not: Mişkek, milkshake anlamında